HZ. ALİ’NİN NİYETİ

Hz. Ali Hendek savaşında, çok kuvvetli olup müslümanlara zarar veren bir kâfir askerini altedip, yere yatırdı. Kılıcını çekti. Öldürmeden önce son defa islama davet etti. Yenilmeyi hazmedemeyen cengaver çabuk öldürsün diye kılıcı havada bekleyen Hz. Ali’nin yüzüne tükürdü.

Bunun üzerine Hz. Ali onun üzerinden kalktı, kılıcını kınına koydu. Onu öldürmekten vazgeçti. Ölümünü bekleyen kâfir, bu işten bir şey anlamadı. Hayretle kendisine sordu, (Kılıcını çekmiştin. Beni öldürmene hiçbir engel yokken neden vazgeçtin, neden öfken birden yatıştı?) Hz. Ali, (Ben kılıcımı Allah için vuruyordum. Ben Allahın arslanıyım, nefsin esiri değilim. Önce seni Allah için öldürecektim. Ancak, şahsıma karşı yaptığın hareketten sonra seni öldürseydim, nefsim için öldürmüş olabilirdim. Halbuki her yaptığımı Allah için yapmam lâzımdır.)

Hz. Alinin bu sözü üzerine o pehlivan dedi ki, bu halis niyet ve bu fütüvvet sizde vardır. Dininiz hak dindir. Bana imanı telkin eyle. İmana geleyim. Hz. Ali ona kelime-i şehadet telkin edip, Müslüman oldu.