NİNOVA HALKININ TÖVBESİ ve YUNUS (as)

Ninova, Asur Devleti’nin baş şehri idi. Şehir halkı, putlara tapar ve çeşitli ahlaksızlıklar yapardı. Allah, bu şehirde yaşayan ve tertemiz bir hayat süren otuz yaşlarındaki Yunus’u (as) peygamber olarak gönderdi. Yunus (as), otuz üç yıl gece gündüz, bıkmadan-usanmadan onlara hizmet etti. İşledikleri günahlardan vazgeçip Allah’a kulluk yapmalarını tavsiye etti. Otuz üç yıl içinde Yunus’u (as) kabul eden sadece iki kişi oldu. 100.000’den fazla insan arasında sadece iki kişi.

Yunus (as) artık dayanamıyordu, sonunda onlara beddua etti ve bir köşeye çekildi. Allah Teala Yunus’a (as) vahyederek kırk gün daha tebliğe devam etmesini istedi.

Yunus (as) tekrar insanları davete başladı. Otuz yedinci günün akşamı olduğunda insanlarda hiçbir değişiklik olmadığını gördü. Otuz üç senede alınamayan sonucun, üç günde alınması da beklenemezdi. Bütün ümidi kesildi ve oradan ayrılmaya karar Verdi. Ayrılmadan önce, Ninova halkının üzerine pek yakında bir azap geleceğini de haber verdi. Azap gelmeden önce yüzlerinin renginin değişeceğini ve ardından azap geleceğini bildirdi.

Kırkıncı günün sabahına halk, yüz renklerinin değiştiğini görünce endişelenmeye başladılar. Ne ladar aradılarsa da Yunus’u (as) bulamadılar. İyice şaşırmışlar ve ciddi olarak korkmuşlardı. Hele ertesi gün siyah bulutların şehrin tepelerine doğru geldiğini görünce bunun apaçık bir azap habercisi olduğunda şüpheleri kalmadı. Kalplerini pişmanlık ateşi yakmaya başladı. Hep bir ağızdan, hep bir gönülden, pişmanlıklarını dile getiren sözlerle, yaş dolu gözlerle ağlaya ağlaya yalvarıyorlardı.

Bir müddet sonra bulut, yavaş yavaş çekildi. Allah tevbelerini kabul etti. Artık bir daha günah işlemeyeceklerine tamamen karar vermişlerdi.

Yunus (as), Allah’tan gelecek olan emri beklemeden ayrılmıştı. Binmiş olduğu gemi, denize açıldıktan sonra beklenmedik bir fırtına çıktı. Yapılan görüşmeler sonucunda gemide bir suçlu bulunduğuna ve bu yüzden fırtınanın çıktığına karar verdiler. Suçlunun kendiliğinden ortaya çıkmaması üzerine kura çektiler ve kura Yunus’a (as) çıktı. Yunus (as), gece karanlığında denize atıldı. Büyük bir balık onu yuttu. Balığın karnında şöyle tesbih ediyordu: “Senden başka ilah yoktur. Seni tesbih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum.” Balık bir müddet sonra Yunus’u (as) karaya çıkarıp bıraktı.
Balığın karnından gücünü kuvvetini yitirmiş, zayıf bir şekilde çıkan Yunus (as) iyileşip kendine geldikten sonra kavminin yanına gitti. Artık Ninova halkı, Allah’ın peygamberini hasretle kucakladı ve ömrünün sonuna kadar Allah’ın razı olacağı bir hayat sürdüler.

Kaynak:
Yıldız, Kemal; Fıkhın Aydınlığında İbadet ve Hayat, Semerkand