Kıyaslamak üzerine

Çocuğu kıyaslamak onun psikolojik gelişimine ket vurmaktır. Ne yazık ki yılların değiştirmediği bir kavram kıyaslanmak.

Yapılan araştırmalar kıyaslanmanın çocuklar üzerinde, İlerleyen zamanlarda kendini farklı biri olarak göstermeye meyil,  yetersizlik, öfke, kıskançlık olarak ortaya çıkardığını gösteriyor.

Çocuk  annesiyle birlikte akraba ziyaretine gider orada çok iyi anlaştığı bir arkadaşı vardır… Akraba anne anlatır:

“-bizim kız-oğlanı  öğretmenleri çok seviyor geçen gün veli toplantısında özel olarak tebrik ettiler.”

Ve kıyaslama başlar:

“-Ben şikayetten bıktım.”

Anne çocuğuna dönerek:

” -Duyuyorsun değil mi  sende beni böyle mutlu bir anne yapsan.”

Bu durum çocukta arkadaşına karşı hoş olmayan duygular beslemesi, kendini eksik hissetmesi için yeterli bir nedendir.

Not: Eğer çocuk okulda saldırgan tavır sergileyip şikayet getiriyorsa bu durumu uzman yardımıyla araştırabilirsiniz. Çocuğunuz size tepki olarak da bu tür davranışlar sergileyebilir.

 

Bir genç düşünelim tam ergenlik döneminde, dersleri pek parlak değil. Birde komşu kızı-oğlu var. Anne her seferinde onu örnek veriyor:

“ Falancanın oğlu-kızı şurayı kazanmış.”

Bu gençten bu söz üzerine bir başarı beklemeyin lütfen. Çünkü direkt olarak kendini kodluyor bu söz üzerine…  Kendisinin başarısız, yetersiz biri olduğunu, ebeveyninin onu yetersiz gördüğünü düşünüyor. Tam tersi durumda olup motive olanlar olsa da onlarda da kıyaslayan ebeveyne karşı gizli bir öfke oluyor ve kendini ispatlama gereği duydukları için hayatlarını yetenekleri doğrultusunda çizemiyorlar maalesef.

Yetenekten konu açılmışken, biliyor musunuz sizin çocuğunuz özel, her çocuk özel… Onlardan birbirine benzemesini isteyemezsiniz. İki kardeş bile birbirinin aynı olamaz.

Anne veya baba çocuğu kaymakam, avukat, doktor olsun istemiştir (çünkü kendisi olamamıştır)  ama çocuğu başka bir mesleği icra etmektedir.  Belirtmekten geri kalmaz :

“-Ah  ah o kadar dershaneye gönderdim, bizim zamanımızda keşke bizimde elimizden böyle tutsalardı.”

Bu kez kendisiyle kıyaslar. Böyle yaparak kendinden uzaklaştırır çocuğunu ebeveyni.

Kendi çocukluğundaki yarım kalmışlıkları evladına tamamlatmaya çalışan ebeveynler çocuklarını geleceğin “çocukluğu yarım kalmışlıklarla dolu” ebeveyni olarak yetiştirir.

Anne ve babaların yapabileceği en güzel şey çocuklarının yeteneklerini keşfetmek. Bu keşif yolculuğunda çocuğa değerler eğitimini en güzel şekilde vermeyi unutmamak.  Anne ve baba olarak elinden geleni yaptıktan sonra tevekkül etmek…

 

Unutmayın çocuğunuz özel, her çocuk  özel…

Fatma Sert